85 words to learn

Ready to learn       Ready to review

Ignore words

Check the boxes below to ignore/unignore words, then click save at the bottom. Ignored words will never appear in any learning session.

All None

Ignore?
ahkâm
Emirler, hükümler
ârâm
Durma, eğlenme, dinlenme, yerleşme, istirahat etme, karar kılma
avdet
Geri gelme, dönme, dönüş
Bâb-ı âsafî
Bâb-ı âlî’nin önceki ismi. Sadrazamın hükümet ettiği yer. Paşa Kapısı
balyos
Venedik Devleti’nin İstanbul’daki temsilcilerine verilen isim. Vene dik elçisi
beratasız yedekçiler
Berata adı verilen başlığı giymeyen acemi ocağı, baltacılar mensupları.
bevvâbîn
Kapıcılar. Topkapı Sarayı ve Bâbıâlî gibi hükümet merkezlerinin muhafızları
bilâ-hediye
Hediyesiz olarak, hediye olmadan
bilâ-resm
Merâsim yapmadan, törensiz biçimde. Mâlî anlamda; vergisi olmayan.
buhûr
tütsü
cülûs-ı hümâyûn
Pâdişâhın tahta oturması, tahta oturma merâsimi
devât odası (divit odası)
Sadrazamın dîvânhâne bitişiğinde bulunan özel kalem odası
dîvân rahtı:
Dîvân günlerinde resmî ve ayrıcalıklı kimselerin atlarına vurdukla rı takım hakkında kullanılır bir tâbirdir
erbâb-ı dîvân
Divân üyeleri.
esvâb
Giyimler, giyecek şeyler
düvel:
Devletler
etbâ
Tâbi olanlar, hizmetliler, bağlılar
feth-i şerîf
Fetih sûresi
hâcegân
Dîvân-ı hümâyûn kalemlerinin şeflerine ve pâye olarak bunlara denk olanlara verilen ünvân
hâvî
İhtivâ eden, içine alan, şâmil, kaplayan, toplayan
hil‘at
Kürklerle süslenmiş tören giysisi.
hitâm
Son, nihâyet, bitme, tükenme, mühürün basıldığı kâğıtta kalan izi.
husrevânî:
Pâdişâha ait, hükümdarlıkla ilgili
ibâd
Allâh’a kulluk edenler. Bazı durumlarda kamuoyu, halk.
ibkā
Devam ettirme, yerinde bırakma, memur atamalarında eski göre vin devamına izin verme
idhâl
Dâhil etme, içeriye sokma
ihfâ’en
Gizli olarak, gizli biçimde
ik‘âd
Oturtma
intizâr
Bekleme, beklenilme, gözleme, gözlenilme
irâde
Dileme, isteme, meram etme, emir, ferman, buyruk
irsâl
Gönderilme, gönderme, yollanma, salıverme, koyverme
isti‘lâm
Yazı ile bilgi isteme, bilgi isteme.
istîzân
İzin isteme.
kâmyâb
Kâm bulucu, bulan, talihli, isteğine ulaşmış, bahtiyar, mutlu
kapu kethudâsı
Eyalet yöneticisi vezirlerin İstanbuldaki temsilcileri. Başka olarak, Bâbıâlî’de suçluların tutuklanması ve nezâretiyle ilgili vazifeleri olan görevliler
kemâkân:
Eskisi gibi, evvelden olduğu gibi
kırâ’at
okuma
kıt‘a
Parça, bölük, cüz
kıyâm
Ayakta durma, ayaklanma
ku‘ûd
Oturma, namazın oturarak edâ edilen kısmı
kubbe-nişînân
Kubbealtı’nda icrâ edilen dîvân toplantılarına katılanlar. Divan üyeleri.
kusûr
Geriye kalan, artık kalan
ma‘an
Birlikte, beraber
ma‘-ilçiyân
Elçilerle birlikte
masâlih
Maslahatın çoğulu, işler, güçler
mecmû
Cem‘ olunmuş, toplanmış, bir araya getirilmiş şey, top, tüm
meks
Bekleme, durma, bir yerde eğlenme
mesfûr
Yazılmış, adı geçmiş. (Umumiyetle gayri müslimler için kullanılırdı).
misillü
Benzer gibi
mu‘tâd
Her zaman olduğu gibi
mukīm
İkamet eden, oturan
mutazammın
Tazammun eden, içine alan, kefil olan, üstüne alan
mühr-i hümâyûn:
Padişah mührü, sadâret atamalarında pâdişâhın yetkilerini sadraza ma devrettiğini gösteren sembol olarak verilen mühür
nâme
Mektup, kitap, mecmua
nişancı paşa
Dîvân-ı hümayun kalemlerinin bir dönem baş sorumlusu, pâdişâhın fermânlarına tuğra çeken ve belgeleri hukuka uygunlukları açısın dan kontrol eden önemli görevli. Paşa ünvanı taşıdığı zaman nişancı paşa olarak anılırdı
nüzûl
Aşağı inme, konağa inme, konaklama, felç.
re’fetlü
Merhamet sahibi, esirgeyici, bağışlamacı
re’s
Baş, kafa, hayvan sayısı verilirken kullanılan birim
refîk
Refakat eden, arkadaş, yoldaş
resm
Tören, merâsim, bazı durumlarda vergi için de kullanılır
rikâb-ı hümâyûn
Törenlerde padişahın etrafında bulunan maiyeti. Sefer zamanlarında padişahın bulunduğu yerde icra görevi yapan kadrolar
rü’yet:
Görme, bakma, görülme, iş görme, iş halletme
sadâret-penâhî
Sadrazama ait, sadrazamla ilgili
sadr
Göğüs, toplulukta oturulan en merkezde olan yer.
saff-beste
Saf bağlamış, sıra sıra dizilmiş
sefâret
Elçilik, elçilik görevi
ser-kâtib
Baş kâtip, bir kalemdeki en kıdemli kâtip
sevb
Bez, elbise
süvâr
Ata binmiş, binici
şehen-şâhî
Pâdişâha ait, hükümdârlıkla ilgili
ta‘âm
Yemek, yiyecek
takrîb
Yaklaşma, yaklaştırılma, tahmin, yolunu bulma, vesile, bahane.
takrîr
Yerleştirme, yerleştirilme, sağlamlaştırma, anlatma, anlatış, önerge, resmî yazı ile bildirme.
tebrîk-nâme
Kutlama ifadelerini içeren resmî yazı.
telhîs kîsesi
Telhislerin konulduğu zarfa verilen addır. Osmanlılar Tanzimat’tan ev vel zarf yerine bez atlas ve kumaş kese kullandıkları için bu tâbir meydana gelmiştir.
telsîm
Ağzını öpme, öpme.
temâşâ
Bakıp seyretme, gezme
temhîr
Mühürleme, mühür vurma.
teşrîf
Şereflendirme, şereflendirilme, şeref verme, gelmesiyle bir yere şeref verme
teşrîfâtî
Osmanlı protokol ve merâsim kurallarını uygulatan, muhafaza eden, kayıt altında tutan kişi
tevakkuf
Durma, eğlenme, bekleme, bir şeye bağlı olma
vaz‘
Koyma, konulma
vekîl-i harc
Eski konaklarda, paşa kapılarında her türlü masrafı gören kimseler. Her yeniçeri orta ve bölüğünde odabaşıdan küçük, bayraktardan bü yük olmak üzre vekiliharç isimli bir âmir bulunurdu
vesâtat
Vâsıta olma, aracılık etmek
vürûd
Geliş, gelme, varma, yetişme